Biyolojik, emosyonel ve kültürel etkilerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıkan yeme bozuklukları hem ruhsal hem de bedensel boyutları olan bir hastalık grubudur. Yeme bozuklukları; anoreksiya nevroza, bulimia ve atipik yeme bozukluğu olarak ayrılır. Bugün yazımda bahsetmek istediğim yeme bozukluğu anoreksiya nervoza. Anoreksiya nervoza, yemek yememe, çok az uyuma ve buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. Bu hastalığa sahip kişiler sürekli olarak kilo, diyet, kalori ve gıdayı düşünmeye başlarlar. Bu hastalık serüveni diyetle başlar ve başlarda kontrol edilebilir olan iştah bir süre sonra yok olur. Sonuç olarak kişinin zayıflama ölçüleri normal ölçülerini aşar. Kişilerin problemli bir hayat yaşama evrelerinde yeme bozukluğu söz konusu olabilir. Ailevi, okul, iş veya duygusal konularda çöküntü yaşayanlar yemek yemeyi reddederler. Zorla yedirildiği takdirde bu yemekleri çıkarırlar. Sonuç olarak kısa vadede çok kilo kaybederler. Bu kişiler zayıf olmalarına kimi zaman yaşamla ölüm arası bir yerde durmalarına rağmen algı bozuklukları nedeniyle kilo ile ilgili takıntılı şekilde uğraşları vardır. Bu hastalar genelde insanların onları fark etmemesi için yemek saatlerinde saklanma, sürekli yiyecekleri ve onların kalori değerlerini düşünme, kalori takibini takıntılı derecede yapma, başkaları için yemek yapma, yemek tarifi toplamak gibi göze batmayan hareketler yaparlar. Fonksiyonel olarak herhangi bir hastalık olmamasına rağmen ciddi oranda kilo kaybı, sürekli tartılma, vücut ölçülerine bakma, yeterince zayıf gözükmediğini düşünerek bol kıyafetler giyme, hiçbir zaman yeterince ince olduğuna inanmama hastalığın belirtileridir. Kendilerini cezalandırmak amacıyla aç oldukları halde ağır sporlar yapma ve zorla yediklerini dışarıya çıkarmak da görülür. Ama hastalık fark edildiği zaman tedavisi olmayan bir hastalık değildir. Kişiler hastalık fark edildikten sonra hem psikolojik hem de fizyolojik tedavilerle sağlıklı hayatlarına geri dönebilirler. Tedavi sağlıklı kiloya ulaşmayı ve kişinin kendini daha iyi hissetmesini hedef alır. Tedavi yöntemler kişinin fiziksel ve psikoloji durumuna göre belirlenir ve etrafındaki herkesin büyük bir sabır ve şefkatini içerir. Herhangi bir yeme bozukluğu sinyali olan kişiler ilerleme olmadan yardım talep etmelidir. Hastalıklar her ne kadar tedavi edilebilir olsa da tehlikeli boyutlara gelebilirler. Yazının sonlarında kişisel düşüncelerimi aktarmak istiyorum. Hastalık her ne kadar zorlu ve acı veren bir serüven olsa bile bu süreç içerisinde kendinize ait birçok şeyi keşfedip ne kadar güçlü olduğunuzu görmenizi sağlayan bir aracı oluyor. Kabullenmek ve vücudunuzun kontrolünü kaybettiğinizi anlamak bu serüvenin en zor parçası. Bu aşamayı geçtiğinizde her şeyin güzel olacağını anlıyorsunuz. Umarım bu yazıda birçok insanı bu hastalık hakkında bilgilendirebilmişimdir. Sağlıklı günler dilerim.
Ceren Küçükoran
2024-05-08 311