DÜNYAYA NASIL TEŞEKKÜR EDİYORUZ?

İbrahimi dinlerinin inanışına göre Adem ile Havva’nın yeryüzüne indirilişi ile başlayan insanlık tarihi zaman içerisinde evrimleşerek ve gelişerek birçok yenilik yapmıştır. Sayısız buluş yapan ve bunu insanlığa yararı dokunsun diye gerçekleştiren insanlardan, zamanla daha zengin ve herkesten güçlü olmak isteyen insanlara dönüştük. Doğaya verilen zarar düşünülmeden üretilen fabrikalar, kullanılan fosil yakıtlar, yok olması 1000 yıl süren plastikleri her geçen gün daha fazla hayatımıza dahil etmek ve niceleri… Doğaya zarar verecek tüm atıkları hiç düşünmeden çevreye salıyoruz. Ormanları kirletiyoruz. Su canlılarını eğlence sektörü için kullanıyor, bizim balıklarımızı yemesinler diye onları öldürüyoruz. Doğanın bize sunduğu harikaları bir hiçmiş gibi yok ediyoruz. İnsan eliyle dünyaya nasıl zarar verdiğimize biraz daha dikkatli bakacak olursak:

Buzullar, birçok akarsuyun su kaynağıdır. Güneş radyasyonunu yansıtır. Soyu tükenme tehlikesi yaşayan canlıların yaşam alanıdır. Biz insanlar fosil yakıt kullanımından vazgeçmeyerek sera gazı üretimini arttırmış ve küresel ısınmaya sebebiyet vermişizdir. İnsanların da katkısıyla buzullar erimeye ve dünya için tehdit oluşturmaya başlamıştır. Bilim insanları donmuş toprağın, bakterilerin milyonlarca yıl hayatta kalabileceği bir ortam olduğunu ve buzulların erimesiyle yeni virüsler ve hastalıkların ortaya çıkabileceğini söylemektedirler.

Günümüzdeki hava kirliliğinin yüzde ellisini temizleyen ormanlar, yeryüzünün yüzde otuzunu oluşturmaktadır. Çeşitli canlı gruplarını barındıran ormanlar, yeraltı sularının oluşmasını sağlar. Erozyonu önler. Su buharını yoğunlaştırıp yağmura dönüştürür. Yazın havanın fazla sıcak, kışın da fazla soğuk olmasını engeller. Yakacak ve yapacak hammadde kaynağımızdır, bizlere çeşitli iş alanları sağlar. Her yıl ihmalkarlık veya umursamazlık gibi sebeplerden ötürü çok fazla orman yangını ile karşılaşıyoruz. Yalnızca ağaçlardan oluşmayan ormanlar birçok canlının ekosistemidir aynı zamanda. Yangınlar sebebiyle bu canlılar büyük oranda zarar görüyorlar.

Canlı türlerinin yok olmasının temel sebepleri; küresel ısınma, kaçak avlanma ve yaşam alanlarının giderek azalmasıdır. Dünyada soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan yaklaşık 30 hayvan çeşidi vardır ve her geçen gün bu hayvanların sayısı azalmaktadır. Vaşak, leopar, çita, deniz iguanası, komodo ejderi gibi nice canlının soyunun tükeniyor olmasının nedeni insanların doğaya karşı özensiz olmasıdır. Avlanma, yeşil alanların yok edilmesi ve çevre kirliliği gibi insanların sebep olduğu şeyler dolayısıyla bu canlılar tehlike altındalar.

Bu okuduklarınız biz insanların umuyoruz ki çoğu zaman bilgisizliğinden ve ihmalkarlığından kaynaklanan problemler olsun ancak durum düşündüğümüzden çok daha vahim. Bırakın ihmalkarlığı; doğayı, canlıları, dünyayı ve hatta kendi dışında hiçbir şeyi önemsemediği için insanların umursamazlıklarından kaynaklanan bu felaketler her geçen gün artmakta ve bizleri üzmeye devam etmektedir. Bizler sağlıklı yarınlara uyanmak istiyoruz. Ciğerlerimizi kirli havayla değil tertemiz orman havası ile doldurmak, hayvan dostlarımızın yaşam alanlarını ellerinden alarak değil onlara sahip çıkarak ve dünyanın sonunu yaklaştırarak değil olabildiğince bu süreyi uzatarak yaşamak istiyoruz.

Her gün dikkatimizden kaçan fakat aslında ne derece önemli olduğunu hatırlasak kötü hissedeceğimiz birçok alışkanlığımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Az tüketmek, güneş enerjisi kullanmak, ormanda ateş yakmamak, deodorant kullanmamak, hayvan derisinden yapılan ürünleri ve hayvanlar üzerinde deney yapmış markaları kullanmamak, avlanmamak, yenilenebilir enerji kaynağı kullanan araçlar kullanmak… Bunlar elimizden gelebilecek olanlar ve her gün hatırlamamız gerekenler. Her gün bu dünyaya uyanıyoruz ve her gün bu dünya için çalışıyoruz. Bugün bir karar verelim ve yarını kirletmek yerine koruyalım.

Şeval Savaş
2021-05-12 414