İletişim, insanların belki de sahip olduğu en önemli özelliktir. Birbirimizin düşüncelerini öğrenmek, sohbet etmek, konuşmak ve tartışmak gerçekten bir moral düzeltme aracıdır. Tabii iletişim sadece sözlü değil yazılı olarak da çok önemlidir. Yazılı iletişimde de bir insanın sahip olması gereken en önemli özellik noktalama işareti bilgisidir çünkü noktalama işaretleri olmadan asla istediğimiz mesajı karşımızdakilere veremeyiz.
Her dilde farklı farklı kullanılan noktalama işaretleri vardır ancak bazıları evrenseldir ve her dilde aynı amaç için kullanılır. Peki ya bunların nereden geldiğini hiç merak ettik mi? Bu yazımızda “soru işaretinin” nereden geldiğine dair bilinen 3 teoriyi aktaracağım.
Birinci teorimiz şehir efsanesi olan Antik Mısır ve kedilerinden geliyor. Bazı hikayelere göre soru işareti sembolü, Antik Mısır döneminde haritalarda bilinmeyen yerleri işaretlemek için üretilen ve kullanılan bir cihazdı. Bu cihazın şeklini de kedilerin meraklı haldeyken kuyruklarını soktukları halden esinlenerek oluşturmuşlar. Bu teoriyi ortaya atanlar aynı zamanda ünlem işaretinin de kedilerin tedirgin olduklarında kuyruklarını dümdüz bir sopa gibi yapmalarından esinlenilerek oluştuğunu söylüyorlar. Yani sonuç olarak soru işareti sembolü, Antik Mısır vatandaşlarının taptıkları bir kedi olan Sfenks kedisinden gelmekte. Ancak şu an bu teori neredeyse tamamen çürük durumda zira Antik Mısır dönemindeki yazılı dilde noktalama işaretleri kullanılmıyordu ve kayıtlı ilk noktalama işareti kullanımı 19. yüzyıla kadar gerçekleşmemiş. Bu sebeple söyleyebiliriz ki bu teori doğru değil ancak eğlenceli.
Diğer teorilerden biri ise soru işaretinin Latincedeki “qvaestio” kelimesinden türemesi.
quaestio > quaestio > qo > ?
Bu teoriye göre soru işareti sembolü Latincedeki “qvaestio” kelimesinden türüyor ve bu kelime de “soru” anlamına geliyor. Bu kelime, Orta Çağ’da öğretmenler tarafından “qo” şeklinde kısaltılırmış. Bu şekilde kısaltıla kısaltıla “o” harfi, “q” harfinin altına geçmiş ve evrilerek günümüzdeki “?” sembolü ortaya çıkmış. Bununla birlikte durumun böyle gerçekleştiğine dair gerçek bir kanıt neredeyse yok diyebiliriz çünkü şimdiye kadar hiçbir Orta Çağ temelli bir el yazısı bulunamadı.
Dilbilimciler tarafından en çok kabul gören hikâye, York’lu Alcuin’in hikayesidir. Alcuin, 8. yüzyıl İngiltere’sinde yaşamış bir akademisyendi ve Cherlamange’nin kendisinden onun mahkemesine bir katılım daveti almıştı. Alcuin bu teklifi tereddüt etmeden kabul edip Fransa’ya gitti. Fransa’dayken Alcuin, sayısız şiir ve kitap yazdı. Alcuin’in şiir ve kitap yazdığı bu zaman zarfında yazılı metinlerde noktalama işaretlerine duyulan ihtiyaç daha da belirgin hale gelmişti zira kitaplar artık sadece rahipler tarafından halka karşı sesli olarak değil, kendi başlarınayken de okunur hale gelmişti. Nerede duraklamaları gerektiğini ve nerede soruya vurgu yapıldığını bilmeden rahiplerin okudukları şeyi anlamaları çok zor hâle gelmişti. Bu soruna çözüm bulmak adına Alcuin, bir cümlenin sonuna getirilen ve cümlenin vurgusunu belirleyen “punctus interrogativus” sembolünü yarattı. Sembolün kendisi, eski Roma noktalarından birinin üzerinde yer alan bir dalga işaretiydi. Noktanın üzerindeki bu süsleme yani günümüzdeki soru işareti, Paris’teki akademisyenlerin noktalama işaretlerini standart hale getirmesine sebep oldu.
Sadece soru cümlelerinde kullanmak için Alcuin’in “punctus interrogativus” sembolünü seçtiler. 17. yüzyılda matbaa ortaya çıktı ve soru işareti sembolü tüm Batı ülkelerinde evrensel bir sembol olarak kullanılmaya başlandı. Arap dünyası soru işaretiyle ilk defa tanıştıklarında, sağdan sola yazdıkları için soru işaretinin yönünü yatay olarak ters çevirdiler. İspanyollar ise ters çevirerek cümlelerinin başında da kullanmaya başladılar.
İsmail Akkoyun
2021-04-06 407