→ IEEE Standartları → IEEE.org → IEEE Xplore → IEEE Spectrum → IEEE Türkiye
Annie Londonderry: Bisikletle Dünyayı İlk Gezen Kadın

Annie Londonderry, 1800’lerin sonunda dünyanın çevresini bisikletle dolaşmaya girişecek kadar yürekli kadın olarak bilinir. O, kadınların neler yapabileceğine dair dünyaya bir açıklama yapmak için bir araç olarak bisikleti kullanan ilk kadındır. Asıl adı Annie Cohen Kopchovsky olan Annie Londonderry, yolculuğa çıktığında 24 yaşında evli ve üç çocuk annesiydi. Amerika Birleşik Devletleri’ne Letonyalı bir göçmen olan Kopchovsky, o güne kadar sakin bir hayat yaşamıştı. Kadınların seçme-seçilme ve yüksek eğitim hakkıyla, evlilikte eşit haklar talep ettikleri o yıllarda, bisiklet özgürlüğün sembolü haline gelmişti ve Annie bunu bir fırsat olarak gördü.

Daha güvenli bisikletlerin yaygınlaşması neticesinde o sıralar ABD’de bir bisiklet çılgınlığı yaşanmaya başlamıştı. Bu sayede bisikletler, kadınlara daha kolay seyahat etme, bağımsız hareket etme ve mahallelerinin ötesini keşfetme olanaklarını sağlamıştı. Bu macerası ile Annie Londonderry o dönemin kadınlarının idolü haline geldi. Başarısı artık yalnızca onun kişisel meselesi değildi, o tüm kadınların bir sembolü olmuştu. Başlangıçta batıya yöneldi ve hemen birkaç ders alarak kendini geliştirmeye başladı. Birincisi, 42 kiloluk kadın bisikleti, bu yolculuk için uygun değildi. Bu esnada Şikago’ya gitmişti ve 1500 km’den fazla seyahat etmişti.

Şikago Sterling Bisikletleri, ona 26 kiloluk bir erkek bisikleti ayarlamayı ve bir reklam sözleşmesi teklif etti. Sterling bisikletleri için tekerlek üreten bir üretici de başka bir sözleşme sundu. Şimdi Annie’nin bisikletinde dalgalanan iki afiş vardı. Geldiği yöne, New York’a geri dönmeye karar verdi, oradan Fransa’ya gidecek bir gemiye binecekti. Fransa’ya vardığında halkın büyük ilgisi ile karşılaştı ve bir Sterling bisiklet acentesi tarafından konuk edildi. Bisiklet Fransa’da çok popülerdi, basından da büyük ilgi gördü.

Yolculuğuna başlamasından bu yana altı ay geçmişti, zaman azalıyordu. Marsilya’ya gitmek için yönünü güneye çevirdi. İnsanlara yolu göstermelerini rica eden Fransızca bir mesajı bir bez parçasına yazarak ceketine iliştirmişti. Yol boyunca bisikletliler ona kısa sürelerle eşlik etti. Marsilya’ya vardığında kendini çok yorgun hissediyordu; ama neşesi hemen yerine geldi, ona sponsor olmaya istekli tüccarlar tarafından karşılanmıştı.

Rota olarak Fransa, Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, Sri Lanka, Singapur, Asya Pasifik Kıyısı ülkelerine geçmeyi planlamıştı. Buradan San Francisco’ya giden bir buharlı gemiye binecek ve ABD kıtasına geri ulaşacaktı. Yol boyunca, varlığını kanıtlamak için belirlenmiş Amerika Birleşik Devletleri konsolosluklarına kayıt yaptırdı. Dünya çevresinde seyahat için kara seyahatini en üst düzeye çıkarabilecek başka rotalar olsa da bunlar Londonderry’nin izlediği yollar değildir. Rotası suyla doluydu, bu da seyahatinin epey bir kısmını buharlı gemilerde geçirdiği anlamına geliyordu. Bu konuda çok fazla eleştiri alsa da aslında fazla umursamadı.

Mart 1895’de San Francisco’ya ulaştı. Artık bisikletinin ve giysilerinin arkasında dalgalanan 50’ye yakın bayrak vardı. Tam olarak 15 ay sonra, uzun yolculuğuna başladığı yere, Boston’a dönebildi. Uzun süre gündemde kaldı; zeki ve becerikli bir girişimci, eğlenceli bir konuşmacı olarak halk tarafından onaylandı. Hız veya dayanıklılık konusunda dünyanın en iyi bisikletçilerinden biri olarak tarihe geçmese de bir bisikletle dünyayı başarılı bir şekilde dolaşmıştı. En önemlisi başarılı bir reklam kampanyası ile bir ev kadının kendi hayatını baştan kurgulaması ve onu istediği gibi şekillendirmesiydi. Üstelik bunu 1890’larda başaran ilk kadın olarak tarihe geçmesi oldu.

Berna Güve
2021-10-24 418