Yeterli zaman ve enerjiye sahip olmanıza rağmen görevlerinizi yapmayı birden çok kez ertelediğinizi fark ettiyseniz bu erteleme hastalığının bir uyarıcısı olabilir. Fatura ödemek yerine evi temizlemeye karar vermek, ödevleri son güne dek yapmamak, sizi arayan dostlarınıza bahaneler üreterek buluşmayı ertelemek… Bunlar zaman zaman çoğu insanın geciktirdiği davranışlardır ve nadiren yapılması durumunda bir sorun oluşturmazlar. Ancak sürekli olarak görevlerinizi ertelerseniz artık bu kronik bir erteleme hastalığına dönüşebilir.
İşlerini sürekli erteleyen kişiler son güne kadar akıllarının bir köşesinde hep o görevi düşünür ve zihinlerini meşgul ederler. Sabah uyandığınızda düşündüğünüz ilk şey üç gün sonra teslim etmeniz gereken bir rapor olabilir. Bunun bir sebebi de zihnimizin yarım kalmış ve tamamlanmayı bekleyen görevleri, bitirmiş olduklarımıza kıyasla çok daha kolay hatırlıyor olmasıdır. Zeigarnik etkisi denilen bu kavram erteleme hastalığı ile yakından ilişkilidir. Her ertelediğimiz iş için vicdanen bir yükümlülük duyarız ve yerine getirene kadar zihnimizin bir köşesinde bu görev sayıklanır durur.
Mükemmeliyetçilik, başaramam düşüncesi, motivasyon eksikliği, kişiye uygun olmayan proje ve görev seçimleri gibi sebepler ertelemeye sebebiyet verir. Bir işi nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız ve bu sizi daha da korkutuyorsa o işi ertelemeye meyillenmeniz çok doğaldır. Zamanında bitirememe kaygısı sizi başlamaya daha da korkutabilir. Tüm bunlardan kurtulmak istiyorsanız size sunacağım çözüm önerilerini yavaş yavaş hayatınıza dahil ederek her işinizi zamanında yapmayı alışkanlık haline getirebilirsiniz.
1- Başlamak bitirmenin yarısıdır : Genelde bir işe başlamak hep en zoru olmuştur. Zihnimiz sürekli bahaneler üreterek ertelemeye meyilli olacağı için ilk yapmak gereken başlamaya karar vermektir. İşinizi kolaylaştırması ve motivasyon sağlaması adına yapmanız gereken en basit görevi yerine getirerek başlamalısınız. Böylece ilk adımı atmış ve şimdiden başarmış sayılırsınız.
2- Görevlerinizi basitleştirin : Ertelemeye bir sebep de yapmamız gerekenleri gözümüzde büyütüp sonrasında üstesinden gelemeyeceğimizi düşünmektir. Böyle bir durum yaşamamak için işlerinizi basit parçalara ayırmalısınız. Her parçayı hallettiğinizde tatmin olmuş hissedeceksiniz ve böyle bitirmenin çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.
3- Özel çalışma alanı oluşturmak : Ders çalışıyorsanız veya odaklanmanız gereken bir iş yapıyorsanız etrafınızda dikkat dağıtıcı nesneler, her an bildirim yağmuruna tutulmaya hazır telefonunuz veya işiniz için gerekli olmayan araçlar olmamalı. Yalnızca kullanacağınız eşyalarınızı alın ve sessiz, sakin bir ortam ayarlamaya çalışın. Telefonunuz yanı başınızdayken aklınızda “ya bildirim gelmişse” düşüncesi ile verimli çalışamayacak ve her an kaytarmaya hazır halde olacaksınız. Ve bu da işe başlamadan o masadan kalkmanıza sebep olabilir.
4- Mükemmel olmayı beklemeyin : Kendimize sunduğumuz bahanelerin başında “henüz mükemmel raporu yazmak için yeterli donanıma sahip değilim”, “kusursuz bir ödev yapamayacağım” gibi şeyler yer alır. Bu büyük bir hatadır çünkü amacınız mükemmel bir şey ortaya çıkarmak yerine görevinizi zamanında eksiksiz bir biçimde yerine getirmektir. Mükemmel olamayacak düşüncesi ile görevlerinizi ertelemeye devam ederseniz, hiçbir zaman mükemmeli yakalayamazsınız.
5- Hemen başlayın : “Bir bölüm daha dizi izledikten sonra başlıyorum”, “bugün de dinleneyim, yarın sabah başlayacağım”, “bundan sonraki işlerimde zamanımı kontrol edeceğim” gibi doğru olmayan bahanelerden uzak durmalısınız. İzleyeceğiniz o son bir bölüm size hiçbir şey kazandırmayacak. Eğer ertelemekten kurtulmak istiyorsanız, yapmanız gereken her ne varsa hemen şimdi başlayın. Yoksa bir bakmışsınız, siz harekete geçmeye hazır olduğunuzda tüm fırsatları kaçırmışsınız.
Şeval Savaş
2021-10-24 412